Eğitim İş Konya Şubesi

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ ETKİNLİĞİ

Sendika Haberleri

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ ETKİNLİĞİ

Eğitim-İş Konya Şubesi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle düzenlediği kahvaltılı
etkinliğin de kadın öğretmenleri buluşturdu. Etkinliğe kadın öğretmenlerin katılımı yoğundu.
Anemon Otel düzenlenen kahvaltılı etkinliğe Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul, yönetim
kurulu üyeleri, ilçe temsilcileri ve sendika üyesi kadın öğretmenler katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunmasından sonra günün anlamı üzerini konuşan Eğitim-İş
Karatay İlçe Temsilci Başkanı Şengül Fidan, “Türkiye’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bir kez
daha ayrımcılık ve şiddete karşı eşitlik mücadelesindeki kadınların seslerini duyurma çabalarının
gölgesinde kalmaktadır. Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda gerileme yaşanmıştır.
İstanbul Sözleşmesi'nden imzayı geri çekmek, kadın cinayetlerine karşı etkin mücadele yürütmemek,
nafaka ve velayet haklarını erkek lehine düzenlemek, aile içi şiddeti önleyici politikalarda yetersiz
kalmak ve laik eğitime saldırmak gibi birçok adım, bu gerilemenin göstergesidir. Türkiye, kadına
yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunda OECD ülkeleri arasında ilk sırada gelmektedir. OECD
ülkeleri ortalaması yüzde 21,6 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 38’dir. Kadınların uğradığı tacizler ve
cinsel saldırılar da maalesef artık kanıksanır hale gelmiştir. Kadınlar sadece aile içinde değil, iş yerinde
de sömürüye, adaletsizliğe ve ölümlere kurban gitmektedir. 2013-2023 yılları arasında en az 1379
kadın emekçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir. Türkiye’de de kadın işsizliği erkeklere kıyasla
oldukça yüksek seyretmeye devam ediyor. TÜİK’ e göre, geniş tanımlı işsizlik (âtıl işgücü) erkeklerde
yüzde 18, kadınlarda ise yüzde 30,8 olarak gerçekleşmiştir. Kadınlar iş hayatında da sürekli ayrımcılığa
maruz kalmış, aynı işi yapmalarına rağmen kadınlar erkeklerden daha az gelir elde etmiştir. Kız
çocuklarının okuma oranı hala istenen seviyeye gelmemiştir. Bugün kız çocukları 4+4+4 eğitim
sistemiyle birlikte örgün eğitim dışına itilmiş ve çocuk gelin, çocuk işçi sayısında artış yaşanmıştır.
Türkiye'de hala birçok kız çocuğu erken yaşta evlendirilmektedir. Bu durum, kız çocuklarının
eğitimden mahrum kalmasına ve sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Eğitim-İş olarak vurguluyoruz:
Kadın-erkek eşitliği, sadece kadınların sorunu değil, uygarlaşmada bir eşiktir. Kız çocuklarının
okumalarına ayrıca önem veren, onları sosyal hayata katan, onlara dünya ülkelerinin birçoğundan
önce seçme ve seçilme hakkı vererek eşit bireyler olduğunu ilan eden Mustafa Kemal Atatürk ve yol
arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyete yakışmayan tabloyu değiştirmek, Cumhuriyet devrimlerini
benimsemiş her yurttaşın görevidir. Kadınların hayatın her alanında ve erkeklerle eşit haklara sahip
olduğu, her türlü şiddetin ortadan kalktığı, kadın cinayetlerinin son bulduğu, çocuk yaşta evliliklerin
ve çocuk istismarının olmadığı bir dünya için mücadeleyi sürdüreceğiz. Yeryüzüne barışı, çağdaşlığı,
inceliği ve sayısız güzelliği kadınların getireceğine inanıyoruz, yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar
Günü” dedi.
Hayat, sizinle kazandırdığınız değerlerle güzeldir

Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul düzenledikleri etkinliğe katılan kadın öğretmenlere
teşekkür ederek, “Cumhuriyetimizin Kurucusu ve Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk,
Dünyada her şey kadının eseridir demiştir. Hayat, sizinle kazandırdığınız değerlerle güzeldir.
Düzenlediğimiz etkinliği katıldığınız için sizlere teşekkür ediyorum. Bu anlamlı gününüzü kutluyorum.”
Konuşmaların ardından Sanatçı Hatice Telli’nin söylediği şarkılara eşlik ettiler.

Bir 1 kişi ve gülümsüyor görseli olabilir

Bir 1 kişi görseli olabilir

Bir 1 kişi görseli olabilirBir masa, kalabalık ve yazı görseli olabilir

Bir masa ve yazı görseli olabilir

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

LİSANSÜSTÜ ÖĞRENİM GÖREN İDARECİLERE DE ARTIRIMLI EK DERS ÜCRETİ ÖDENMESİ GEREKTİĞİ MAHKEME KARARI KESİNLEŞTİ

LİSANSÜSTÜ ÖĞRENİM GÖREN İDARECİLERE DE ARTIRIMLI EK DERS ÜCRETİ ÖDENMESİ GEREKTİĞİ MAHKEME KARARI KESİNLEŞTİ

Daha önceki dönemlerde yer aldığı gibi 7. Dönem Toplu Sözleşmede de "Milli Eğitim Bakanlığına bağlı örgün ve yaygın eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenlerden yüksek lisans ve doktora yapmış olanlara, fiilen girdikleri dersler için ödenecek ek ders ücretleri sırasıyla %7 ve %20 artırımlı ödenir." şeklinde düzenlenmiştir.

Ancak uygulamada rehberlik öğretmenleri ve idareciler bakımından fiilen ders girilmediği gerekçesiyle bu düzenlemeye ilişkin ek ders ödemeleri konusunda mağduriyet yaratılmaktadır.

Daha önce rehberlik öğretmenleri bakımından konu sendikamızca yargıya taşınmış ve emsal nitelikte mahkeme kararıyla bu ödemelerin yapılması gerektiğine hükmedilmiş, rehber öğretmenlerin artırımlı olarak dava yoluyla ek ders ücretlerini alabilmelerinin yolu açılmıştır.  

Bu defa ise benzer durumda olan idareciler için de aynı haktan yararlanılması gerektiğine yönelik açmış olduğumuz davada lisansüstü öğrenim gören idarecilerin de artırımlı ek ders ücretine ilişkin mahkeme, “okulun idaresi yönetim ve eğitim alanındaki sevk idaresine katkı sağlayan davacı okul müdürünün ek ders niteliğindeki yönetim görevine sayılan saatlere ek ders ücreti ödenmesi gerektiği sonucuna varılmakla, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” şeklinde yer alan gerekçesiyle, idareciler bakımından ek ders ücretlerinin artırımlı ödenmesi gerektiğine karar vermiştir.

Bu karar Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından da onanarak kesinleşmiş olup, bu hususta emsal niteliği taşımaktadır. 

Yüksek lisans yapmış olan idarecilerin de bu haktan yararlanması mümkün hale gelmiştir.

MEB’i uyarıyoruz! Mahkeme kararlarına rağmen hala artırımlı ek ders ödenmemesi yoluna gidilmesi nedeniyle hem kamu emekçileri mağdur edilmekte, hem de açılan davalar nedeniyle kamu zararına sebep olunmaktadır. Bakanlığın artık davalara gerek olmaksızın ödemelerin yapılması konusunda gerekli adımları atmasını bekliyor ve sürecin takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz.
MERKEZ YÖNETİM KURULU

DEVAMI

1 MAYISTA ALANDAYDIK

1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Gününde Eğitim İş Konya Şubesi olarak alanlardaydık. 1 Mayıs'ta alanda ADD.ÇYDD. CHP. TKP, İVRİZLİLER DERNEĞİ, NAKLİYAT İŞ, BÜRO İŞ, GENEL SAĞLIK İŞ,TÜM YEREL SEN sendikalarımızla dayanışma içinde 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüzü kutladık. 

Şube Başkanımız Bahattin ERTUĞRUL yaptığı konuşmada;

Selam olsun zulme ve sömürüye başkaldıranlara, birlik içinde bu mücadeleye omuz verenlere!

İşimiz, ekmeğimiz, alın terimiz, ülkemiz için, insanca bir yaşam, demokratik, Tam Bağımsız bir Türkiye için 1 Mayıs’ta meydanlardayız!

İşçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ı bu yıl, çok ağır bir ekonomik krizin ve derinleşmiş bir enflasyon ortasında karşılıyoruz.

Emperyalist-kapitalist sistem ve AKP iktidarı işçi sınıfını sömürmek ve uluslararası dayanışmasını önlemek için ve sömürü çarklarını işletmek için yan yana durmaktadır. 

1 Mayıslar, tarih boyunca iktidarların ve patronların emeğe yönelik saldırılarına karşı işçi sınıfının kitlesel tepkisini göstermesi, taleplerini haykırması ve mücadele bilincini yükseltmesi açısından simgesel bir gün olarak kabul edilir.

Bu anlamda, ülkemizde sömürünün ortadan kaldırılması, emeğin en yüce değer olması, emekçilerin yaşam koşullarının en temel insani seviyeye çıkartılması için verilen kavganın da günüdür 1 Mayıs.

Bu yıl 1 Mayıs İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü kutlamaları AKP iktidarının ekonomik, siyasi, sosyal ve kültürel sömürüsünün en üst noktaya ulaştığı döneme denk gelmiştir.

Maden ve maden sahalarındaki iş cinayetleri ve depremlerde binlerce insanımıza mezar olan rant düzeni gündemin en üst sıralarındadır. AKP’li yıllarda ülke, işçiler için mezarlığa dönmüştür. İktidara geldiği 3 Kasım 2002’den bu yana en az 32 bin 984 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir.

Kıdem tazminatının kaldırılması, taşeronluğun, güvencesiz, kuralsız ve esnek çalışmanın yaygınlaştırılması istenmekte ve grevler yasaklanmaktadır. 

Istakoz yiyen, Maldivler’de tatil yapan, Rolex saat takan, belediyelerde halkın parasıyla saltanat odaları kuranlar, sayısız maaş alan bürokratlar ile garantili ihaleler ile vergi indirimlerinden faydalanan “ çete”ler ülkenin kaymağını yemektedirler.

İktidar, yalnızca gelir dağılımında değil işin vergi adaletsizliğinde de tavan yapmıştır. Saray rejimi işçilerin yüzde 15'le başladıkları "vergi dilimi" basamaklarını önce yüzde 20, ardından yüzde 27'ye ulaşacak şekilde düzenlemiştir. Alım gücümüz enflasyona ezdirilmiştir.

Emekçilerin gelir dağılımındaki bozulma, artan açlık-yoksulluk, siyasi muktedirlerin her yerden fışkıran lüks ve şatafatlı yaşamları gizlenemeyecek noktaya gelmiştir.

Anlayacağınız emekçilere yönelik tam anlamıyla soygun çarkı kurulurken yandaşlara servet akıtılmaktadır.

 

 

Konfederasyonumuzun araştırmasına göre Nisan 2024 açlık sınırı 19 bin 980 liraya, yoksulluk sınırı 58 bin 205 liraya yükselmiştir.

AKP iktidarı “benim milletim” diye diye halkın yaşadığı acılardan, açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten, enflasyondan tatlı hayat sürerek uzaklaşmıştır.

İktidarın yandaş ve yakın göründükleri yöneticilere sundukları çifte maaş ve gösterişli yaşamlar dudak uçuklatmaktadır.

Ekonomik krizin yükünü halkın sırtına bindirecek politikalar ne yazık ki “Vergiyi tabana yaymak” adıyla bir kez daha hayata geçirilmek istenmektedir.

Ekonomideki rakamlar ve siyasi gelişmelerin gerçekliği karşısında ülkemizi 22 yıldır yönetemediğini gösteren AKP iktidarının uygulamaları ortadadır. İktidar, geçmişte olduğu gibi bugün de krizin yükünü emekçilere ödetmek istemektedir.

  • İnsan onuruna yaraşır bir hayat sürebilmemiz için 1 Mayıs’ta yan yana omuz omuza olmak umuda destek olmaktır.
  • 1 Mayıs’ta alanlarda olmak enflasyona, zamlara, faizlere, adaletsiz vergi dilimlerine, döviz kurundaki artışa karşı olmaktır.
  • 1 Mayıs’ta alanlarda olmak ülkedeki bütün çalışanların güvenceli, kadrolu ve insanca yaşayabilecekleri bir ücret seviyesinde çalışmalarını istemektir.
  • 1 Mayıs’ta alanlarda olmak bu ülkeye emeğini veren ve alın terini dökenlerin, yaşlılığında onurlu bir yaşam sürmesine destek olmaktır.

Avrupa’daki yaşıtları dünyayı gezen emeklilerimiz, ancak çalışarak ayakta durabilmektedir. İktidarın yarattığı yeni Türkiye’nin müstakbel yeni emeklileri için ise başını sokacak bir ev ve orta halli bir araba almak hayal olmuştur. 30-40 yıl devlete emek ve vergi veren emekçiler de yaşanabilir bir emekliliği artık rüyasında bile görememektedir.

  • 1 Mayıs’ta alanlarda olmak geleceğimizin ve çocuklarımızın laik, demokratik bir hukuk devletinde yaşamasını istemektir.
  • 1 Mayıs’ta alanlarda olmak ülkeyi yaşanmaz bir hale getirip, bu acı tabloyu oluşturup üzerine de “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek hiçbir lüksünden ödün vermeyenlere karşı artık yeter demektir.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak bu umut ve inançla daha mutlu ve umutlu yarınların güneşi, emekçinin ellerinde doğacaktır.

Kamu kurumlarını arpalık, emekçileri köle gören yöneticilere karşı,

Zulme ve sömürüye karşı,

1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü’nde tüm emekçileri ezilenlerin haklarını buradan haykırıyoruz.

Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın işçinin emekçinin bayramı

DEVAMI

Başkanımız

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

  • 10 KASIM 2023
  • CUMHURİYET BALOMUZ YOĞUN KATILIMLA GERÇEKLEŞTİ

Videolar

  • 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ FİLMİ
  • Eğitim İş 10. Yıl Filmi
  • KURULUŞUMUZUN 9. YILINI KUTLUYORUZ
  • Eğitim-İş Sinevizyon Şubat – 2013