Eğitim İş Konya Şubesi

BÜTÇEDEN ÇOCUKLARIMIZA ZAM ÇIKTI: OKUL PANSİYON ÜCRETLERİNE %142 ZAM KABUL EDİLEMEZ

Sendika Haberleri

BÜTÇEDEN ÇOCUKLARIMIZA ZAM ÇIKTI: OKUL PANSİYON ÜCRETLERİNE %142 ZAM KABUL EDİLEMEZ



 658d2f01ef1c5.docx


 

BÜTÇEDEN ÇOCUKLARIMIZA ZAM ÇIKTI: OKUL PANSİYON ÜCRETLERİNE %142 ZAM KABUL EDİLEMEZ

Eğitimin satın alınan bir metaya dönüştürülmesi, 21 yılda iktidarın eğitim alanından sosyal devletin tüm varlığını çekmesi, Cumhuriyet’in vizyonuna taban tabana zıt bir manzara yaratmıştır. Ailesi yoksul öğrenci ile ailesi varlıklı öğrenci arasındaki uçurum hiç olmadığı kadar derinleşmiştir. Devlet okulunda eğitim görmek bile ciddi bir masraf haline gelmiştir. Eğitim Anayasal bir hak olmasına ve beslenme, barınma, ulaşım gibi hizmetler de bu hakkın ayrılmaz parçaları olmasına rağmen, çocuklarımız bu ihtiyaçlarını ancak ailelerinin imkanları ölçüsünde giderebilir hale gelmiştir. 

2024 yılı Merkez Plan Bütçesi’nde öğrenci pansiyon fiyatlarındaki artışlar, gerçek enflasyonun aslında ne olduğunu da hükümetin öğrencilerin barınma sorunu için seferber olması gerekirken her geçen gün bu konuyu nasıl kamusallığın biraz daha dışına ittiğini de gösteriyor.
Eğitim-İş olarak bu kapsamda hazırladığımız rapora göre; 2024 yılı için pansiyonda konaklama ücretine de, eğitim emekçileri ve öğrencilere verilen bir öğün yemeğin ücretine de yüzde 142 zam öngörülüyor. 
Tam da bu noktada çok önemli sorular doğuyor:
-    Pansiyonda konaklama ve yemek ücretlerine yapılacak zam oranı, yani yüzde 142, gerçek enflasyon oranını mı yansıtıyor?
-    Eğer gerçek enflasyon oranı yüzde 142 ise 2024’te asgari ücrete yapılması beklenen yüzde 37.7, kamu emekçisinin maaşına yapılması beklenen yüzde 49.88 zam oranları başka bir ülke için mi geçerli?
-    Tüm çalışan nüfusun alacağı ücret zamlarının belirlendiği TÜİK’in enflasyon oranlarıyla pansiyonlardaki konaklama ve yemek fiyatlarındaki artış arasındaki uçurumun izahı nedir? Bu, TÜİK’in verdiği rakamların gerçek enflasyonla ne kadar ilgisiz olduğunun bir itirafı değilse nedir?
Üstelik bu ekonomik adaletsizlik meselenin ne yazık ki sadece bir boyutu. Öğrencilerin konaklama ve beslenme dışında ulaşım, ders araç-gereçleri, giyinme gibi temel ihtiyaçlarını da kendilerinin ve gerçek enflasyon göre karşılamak durumunda kaldığı göz önüne alındığında, eğitimin ne kadar kamusallık dışına itildiği açıkça görülmektedir.
Her mevsim için ayrı saraylar yaptıran, yöneticilerinin halkın vergisini çarçur ettiği her türlü lüksü “devletin itibarı” tekerlemesiyle savuşturduğu bu ülke, yoksul öğrencisinin başının altına bir yastık, önüne bir tabak yemek koymaktan aciz midir?
“Eğitimde feda edilecek fert yoktur” diyen bir Başöğretmenin kurduğu bu Cumhuriyet’te, geleceğimiz olan çocuklarımızın/gençlerimizin imkansızlık nedeniyle, adeta görmezden gelinerek eğitimden uzak bırakılması kabul edilemez. Atatürk’ün “Kimsesizlerin kimsesi” olsun diye kurduğu bu Cumhuriyet’te öğrencilerin kimsesiz bırakılması kabul edilemez.
Başöğretmenin eğitim neferleri olarak, Eğitim-İş olarak yukarıda sorduğumuz soruların peşini bırakmayacağız. Bize emanet edilen öğrencilerimizin çaresizliğin pençesine itilmesine izin vermeyeceğiz. Öğrenciler için laik, bilimsel, adil ve kamusal bir eğitim; eğitimciler için insanlık onuruna yaraşır ücretlerle çalışmak bir haktır; alacağız!

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞİ KARANLIKTA BIRAKILAMAZ

ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞİ KARANLIKTA BIRAKILAMAZ

ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞİ KARANLIKTA BIRAKILAMAZ!
Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün, Samsun'a çıkarak, bağımsızlık ve özgürlük meşalesini yakmasının 106. Yıldönümü, ulusumuza kutlu olsun!
Tam 106 yıl önce 19 Mayıs 1919’da, bir ulus, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kendi kaderine el koyarak, var olma mücadelesini başlattı.
Ülkenin kurtuluşunun ancak ulusla birlikte başarılabileceğini gören Mustafa Kemal Atatürk'ün, Samsun'a çıkışı; bağımsızlık hareketinin sembolü olmuştur. Ulusumuz, Atatürk'ün önderliğinde kenetlenerek kendi geleceğine el koymuş, Kurtuluş Savaşı ile emperyalizme karşı var olma mücadelesi vermiştir.
Büyük Önderimiz Atatürk'ün doğum günü kabul ettiği 19 Mayıs, laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına uzanan sürecin ilk adımıdır. 19 Mayıs, ulusumuzun zihninde emperyalizme karşı bağımsızlık, saltanat ve hilafete karşı demokrasi savaşının adı olarak yer etmiştir.
Bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, emperyalistlerin oyuncağı haline gelmiş ve çağın gerisinde kalmış bir imparatorluktan; bağımsız, çağdaş bir ülke yaratmasını hala hazmedemeyenlerin olduğu açıktır. Tek adam rejimi ve bu rejimin kuklaları Cumhuriyet’i ve kazanımlarını açık biçimde hedef almakta; devrim yasaları çiğnenmekte, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmektedir.
Atatürk’ün "Bütün ümidim gençliktedir" sözleriyle bugünü armağan ettiği, geleceğimiz olan gençlerimiz ise eğitimden, çalışma yaşamına kadar birçok sorunla karşı karşıyadır. Eğitimin hızla ticarileştirilip paralı hale getirilmesiyle milyonlarca gencimiz eğitimden kopmuş, güvencesiz çalışma koşullarıyla emek sömürüsüne maruz bırakılmıştır.
-OECD verilerine göre Türkiye, üniversite okumanın getirisinin maliyetine oranla en düşük fayda sağladığı ikinci ülke konumundadır. Gençler eğitimlerine yatırım yapmalarına rağmen mezuniyet sonrası işsizlik ve düşük ücretle karşı karşıya kalmaktadır.
-2002 yılında net asgari ücretin %27,61’i oranında olan öğrenci bursları, 2025 yılı itibariyle %13,57’ye gerilemiştir. Bu, devletin gençlere sağladığı maddi desteğin ciddi biçimde azaldığını göstermektedir.
-2015-2023 döneminde 2 milyondan fazla genç üniversite eğitimini yarıda bırakmıştır. Bu artışın temel nedeni ekonomik yetersizliklerdir.
-OECD ülkeleri arasında “ne eğitimde ne istihdamda” olan gençlerin oranı %27,93 ile en yüksek Türkiye’dedir. 15-29 yaş grubundaki 18 milyon 83 bin gençten 4 milyon 676 bini, yani yaklaşık her dört gençten biri, ne okula gitmekte ne çalışmaktadır.
-ILO verilerine göre Türkiye, iş bulma umudunu kaybeden gençlerin en fazla olduğu ülkedir. 2019 yılında 87 bin 933 olan bu sayı 2023'te 412 bin 729’a yükselmiş, yani %369’luk korkunç bir artış yaşanmıştır.
-İstihdamda yer alan 18-29 yaş arası gençlerin %45’i işini kaybetme riski altında hissetmektedir. Gençler iş bulsalar bile güvende hissetmemekte, kalıcı istihdamdan mahrum bırakılmaktadır.
-Dünya Mutluluk Raporu'nda Türkiye’nin gençleri 147 ülke içinde sosyalleşme kalitesinde son sırada, sosyalleşme oranında sondan üçüncü, mutlulukta ise 101. sırada yer almıştır.
-2023 yılında Türkiye'den göç eden 15-34 yaş arası gençlerin sayısı 329.134’tür. Bu sayı, gençlerin ülkeden değil, onları dışlayan sistemden kaçtığını açıkça ortaya koymaktadır.
Bu veriler, gençliğin ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak çöküşe sürüklendiğini; liyakatsizlik, fırsat eşitsizliği ve siyasi körlük nedeniyle büyük bir potansiyelin heba edilmekte olduğunu göstermektedir.
Eğitim-İş olarak, gençliğin yalnızlaştırıldığı, eğitimden koparıldığı, emeğinin karşılığını alamadığı bu düzene boyun eğmeyeceğiz. 19 Mayıs’ta, Cumhuriyetin bize emanet ettiği gençliğin hak ettiği özgür, eşit ve umut dolu yarınlar için mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz.

DEVAMI

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kapsamında Düzenlenen Resim ve Şiir Yarışması Ödül Töreni

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında şubemiz tarafından düzenlenen "Çocuk Gözüyle Atatürk ve Ulusal Egemenlik" konulu resim ve şiir yarışmasının ödül töreni gerçekleştirildi. Yarışmaya katılan tüm öğrencilerimize teşekkür ediyor, dereceye giren öğrencilerimizi tebrik ediyoruz.

 

DEVAMI

Başkanımız

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

  • EĞİTİMDE ŞİDDETE HAYIR EYLEMİ-10 MAYIS 2024
  • 10 KASIM 2023
  • CUMHURİYET BALOMUZ YOĞUN KATILIMLA GERÇEKLEŞTİ

Videolar

  • 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ FİLMİ
  • Eğitim İş 10. Yıl Filmi
  • KURULUŞUMUZUN 9. YILINI KUTLUYORUZ
  • Eğitim-İş Sinevizyon Şubat – 2013