Eğitim İş Konya Şubesi

CUMHURİYET BALOMUZ YOĞUN KATILIMLA GERÇEKLEŞTİ

Sendika Haberleri

CUMHURİYET BALOMUZ YOĞUN KATILIMLA GERÇEKLEŞTİ

Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümü nedeniyle Eğitim-İş Konya Şubesi olarak düzenlediğimiz Cumhuriyet balosu yoğun katılım ile gerçekleşti. Yapılan konuşmalarda, Cumhuriyete sonsuza kadar sahip çıkılacağımız mesajı verildi.  


Anemon Otelde düzenlenen Cumhuriyet Balosuna  Genel Başkanımız Kadem Özbay,Genel Örgütlenme Sekreterimiz İlhan Yaşar, Nevşehir Şube Başkanımız İbrahim Demir, Ankara 3 Nolu Şube Başkanı Doğan Dağdelen, Ankara 3 Nolu Şube Sekreterimiz Mesut Baran, Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul, yönetim kurulu üyelerimiz, önceki dönem Genel Sekreterimiz Mehmet Altıntop, önceki dönem Şube Başkanımız Özgür Ulaş Yiğit, CHP Konya il Yönetim Kurulu üyeleri ve üyelerimiz katıldı.
Şube Başkanımız Bahattin Ertuğrul galaya katılanlara teşekkür ederek, “Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümü kutlu olsun.  Bundan 100 yıl önce kurulan Cumhuriyetimizle birlikte Türk Ulusu oluşturulmuş ve Türk Milleti kimliğine kavuşmuştur. Cumhuriyet demek, çağdaşlık, özgürlük, adalet ve aydınlık bir Türkiye demektir.  Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferleri olarak, Milletimizle birlikte Cumhuriyet’in ve değerlerinin sonsuza kadar sahiplenicisi olacağız. Öğrencilerimizi de geleceğimizin sahipleri olarak bu ülküde yetiştirmeye devam edeceğiz. 1923’ten günümüze, bizi bir arada barış içinde yaşatan, tarihimizin en büyük çağdaşlaşma ve değişim hamlesini gerçekleştiren Cumhuriyetimizin Kurucusu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman silah arkadaşlarını tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyor, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını büyük bir onur ve kıvançla kutluyorum” dedi. 
Eğitim emekçilerinin sesi olmaya devam edeceğiz
Genel Başkanımız Kadem Özbay’da konuşmasında Eğitim-İş’in eğitim emekçilerinin sesi olmaya devam edeceğini belirterek, “Biz halkız birlikte Cumhuriyet bayramımızı kutlarız. Çünkü bizim kültürümüzde emperyalizme boyun eğmemiş ve cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk ve milletimiz vardır. Bugün sizlerle birlikte Eğitim-İş olarak 140 bine ulaştık. Sırtımızı sizlere dayadık ve gücümüzü de sizlerden aldık. Her yerde aynıyız ve mücadelemizde birdir. Her çocuğumuzun geleceği için biz varız. Bu ülkede her çocuğumuzun eğitim hakkına sahip çıkıyoruz. Üyemiz olsun olmasın bütün öğretmenlerimizin yayındayız. Biz tüm eğitim emekçilerinin sesi olmaya devam edeceğiz. Eğitimin-İş’in karakterinde bağımsızlık vardır. Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi, özgürlük ve bağımsızlık bizim karakterimizdir.  Atatürk ’süz bir cumhuriyet bayramı kutlanmak isteniyor. Biz buna izin vermeyiz. Bunun yanında artık doktoru da öğretmeni de döveriz demeye getirildik. En büyük bayramımız olan Cumhuriyet Bayramımızda, Başöğretmenimiz Atatürk’ü ve Cumhuriyetimizi yaşatacağız.  Bayramımız kutlu olsun” diye konuştu.      
Cumhuriyetin görevi fikri, vicdanı ve irfanı hür nesiller yetiştirmektir
Genel Örgütlenme Sekreterimiz İlhan Yaşar konuşmasında Cumhuriyetin en büyük görevinin fikri, vicdanı ve irfanı hür nesiller yetiştirmek olduğunu dile getirerek, “Cumhuriyetin en büyük görevi fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmektir. Bunu biz öğretmenlere yüklemiştir. Bizlerinde bu görevi ne kadar yerine getirdiğimiz yaşadığımız Türkiye’den görülmektedir. Laik eğitimden söz edilmeyen, eğitimin para ile alınıp satılan ayrılacak haline dönüştürülen, ÇEDES’ le eğitimci olmayanların okullara sokulmuş bir Türkiye’deyiz. Her zaman yılmadan, korkmadan mücadele ettik etmeye de devam edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da emeğimize ve ülkemize yönelik her saldırı karşısında sarsılmaz bir kale gibi Eğitim-İş’i bulacaktır. Cumhuriyet Bayramımızı kutluyorum.”
Konuşmaların ardından tayini çıkan önceki dönem Şube Başkanımız Özgür Ulaş Yiğit’e, sendikaya katkılarından dolayı Şube Başkanımız Bahattin Ertuğrul tarafından plaket verildi.  
  
Daha sonra sahneye çıkan TSM Sanatçısı Mine Geçili, Kenan ve Mustafa Öztürk’ün söyledi şarkılara, türkülere ve marşlara galaya katılanlar, bayraklarla eşlik etti.

 

 

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

BAŞSAĞLIĞI

Sendikamızın kurucu üyelerinden, Konya Eğitim İş yönetiminde  çeşitli dönemlerde  de görev alan  öğretmenimiz  Metin Nizamoğlu vefat etmiştir. Merhuma rahmet ailesine, sevenlerine başsağlığı ve sabır dileriz. 
Eğitim-İş Konya Şube Yönetimi

DEVAMI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE SON!

KADINA YÖNELİK ŞİDDETE SON! 

25 Kasım 1960, Dominik Cumhuriyeti’nde faşist Trujillo Hükümet’ine karşı ezilenlerin verdiği büyük mücadelede yer alan Mirabel kardeşlerin tecavüz edilerek öldürüldüğü gündür.
Birleşmiş Milletlerin 1999’daki kararı ile her yıl 25 Kasım tarihi “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma Günü” olarak ilan edilmiştir.
Kadına yönelik şiddetle mücadele, Türkiye’nin imzalamış olduğu uluslararası sözleşmeler ve Birleşmiş Milletler kararlarıyla da devletin öncelikli sorumluluklarından birisi olarak tanımlanmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası “kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığının tanımlandığı” 17. maddesi ile herkesin yaşam hakkını garanti altına almayı ve kimsenin “insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamayacağını” taahhüt eder. Kadına yönelik şiddet bu anayasal hakkın ihlali anlamına gelmekte ve bu ihlalin önlenmesi için devlete önemli sorumluluklar düşmektedir.
Ancak Türkiye, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri konusunda OECD ülkeleri arasında ilk sırada gelmektedir. OECD ülkeleri ortalaması yüzde 21,6 iken, Türkiye’de bu oranın yüzde 38’dir.
Yirminci yüzyılın ilk yarısında dünyada kadınlara seçme ve seçilme özgürlüğünü anayasal düzlemde tanıyan Türkiye’nin, yirmi birinci yüzyılın ilk yarısında kadınların en fazla şiddete maruz kaldığı OECD ülkesi konumunda olması oldukça düşündürücü. “Hayatlarında en az bir kere eşi veya sevgilisinin fiziksel ve/veya cinsel şiddetine maruz kalan kadınların oranını” gösteren OECD verileri, Türkiye’de kadınların önemli bir kesiminin hayatlarında en az bir kere bu şiddet türüne maruz bırakıldıklarını ortaya koyuyor.
Kadın cinayetleri katliam boyutuna ulaşmışken, devlet kadınların can güvenliğini sağlamada yetersiz kalmaktadır. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 66 kadın cinayetlere kurban gitmişken, aradan geçen 21 yılda katledilen kadın sayısı 8 binin üzerindedir. 
Sadece Ekim ayında 21 kadın cinayeti işlenmiş, 25 kadının ölümü basına "şüpheli” olarak yansımıştır. 
Erkek şiddetinin giderek artmasında, siyasi iktidarın din ve ahlak adına sıkça kullandığı cinsiyetçi, sözde muhafazakâr söylemlerle kadını değersizleştirmesi, namus ve ahlak anlayışını salt kadına indirgemesi ve İstanbul Sözleşmesi’nden feshedilmesi önemli etken olmuştur. Cinsiyetçi söylemler, ders kitaplarına kadar girmiştir.
Kadınları korumak bir yana, onları kendi iktidarı için tehdit olarak gören siyasi iktidar, kadınların her türlü şiddet ve ayrımcılıktan korunması, kadınlarla erkekler arasında eşitliğin yaygınlaştırılmasını hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmiştir. Şiddete uğrayan kadınlar için başvuru ve sığınma evlerinin sayısının artırılması, ücretsiz danışmanlık, psikolojik ve tıbbi destek ve yasal yardımın yapılması, cinsiyet ayrımcı politikalar, yasalar ve uygulamaların kaldırılması gerekirken İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen iktidar, kadınların daha fazla şiddete maruz kalmasına ve katledilmesine ön ayak olmuştur.
Eğitim-İş olarak, kadın-erkek eşitliği mücadelemizden, İstanbul Sözleşmesi’nden, kadına şiddetin son bulacağı, birlikte yaşanılır ve daha eşit bir dünya kuruluncaya kadar vazgeçmeyeceğimizi belirtiyoruz.

DEVAMI

Başkanımız

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

  • 10 KASIM 2023
  • CUMHURİYET BALOMUZ YOĞUN KATILIMLA GERÇEKLEŞTİ

Videolar

  • 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ FİLMİ
  • Eğitim İş 10. Yıl Filmi
  • KURULUŞUMUZUN 9. YILINI KUTLUYORUZ
  • Eğitim-İş Sinevizyon Şubat – 2013