Eğitim İş Konya Şubesi

CUMHURİYET DEĞERLERİNE BAĞLILIK SUÇ DEĞİL, ONURDUR!

Sendika Haberleri

CUMHURİYET DEĞERLERİNE BAĞLILIK SUÇ DEĞİL, ONURDUR!

CUMHURİYET DEĞERLERİNE BAĞLILIK SUÇ DEĞİL, ONURDUR! 

Kara Harp Okulu birincisi Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen İzzet Talip Akarsu’nun, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyerek Cumhuriyet değerlerine bağlılıklarını ifade etmelerinin ardından TSK’dan ayırma cezası talebiyle Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmeleri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin köklü geleneklerine ve Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e karşı ciddi bir saygısızlıktır.
Kurtuluş Savaşımız, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuvayı Milliye ruhuyla düzenli ordu çatısı altında birleşmesi sonucu zafere ulaşmıştır. Sakarya Meydan Muharebesi, canını feda eden sayısız vatansever subayımızın kahramanlık destanıdır. Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde gerçekleşen bu savaş, ordunun ve subaylarımızın Atatürk’e olan bağlılıklarının bir göstergesidir. Bu nedenle, Atatürk’e ve onun ilkelerine bağlılık ifade etmek, her Türk subayı için bir onur ve sorumluluktur.
Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk’ün ilke ve inkılapları üzerine inşa edilmiş laik ve demokratik bir hukuk devletidir. Subaylarımızın, "Mustafa Kemal’in askerleriyiz" diyerek kurucu değerlere olan bağlılıklarını dile getirmeleri, anayasal hak ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Bu ifadeler, anayasal güvence altındadır ve vatansever bir duruşun simgesidir. Dolayısıyla, genç teğmenlerin bu duruşu nedeniyle disiplin cezasına maruz kalmaları hukuka ve yasalara aykırıdır.
Teğmenlerin disiplin kuruluna sevk edilmesi, birçok haklı soruyu gündeme getirmektedir:
1.⁠ ⁠Atatürk'e bağlılık neden bir sorun olarak görülüyor? Cumhuriyetin kurucusuna bağlılık göstermek, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin temel prensiplerinden biri değil midir?
2.⁠ ⁠Bu karar hangi gerekçelerle alınmıştır? Atatürk ilkelerine bağlı kalmak, ordu için her zaman bir onur kaynağı olmuştur. Bu duruşu sergileyen subayların cezalandırılması hangi amaca hizmet etmektedir?
3.⁠ ⁠Bu karar ordunun birliği ve moraline nasıl etki edecektir? Genç subayların Atatürk ilkelerine bağlılık göstermesi, orduyu birleştiren ve güçlendiren bir unsurdur. Cezalandırılmaları ise birliğe ve motivasyona zarar verir, dolayısıyla ülkenin güvenliğini tehlikeye atar.
Cumhuriyetimizin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güç kaynağı, Atatürk ilke ve devrimlerine olan bağlılıktır. Subaylarımızın bu bağlılığı dile getirmeleri takdir edilmelidir; cezalandırılmaları ise kabul edilemez. Türk ulusunun ve ordusunun birliği, Atatürk’ün gösterdiği yolda ilerlemekle sağlanır. Teğmen Ebru Eroğlu ve Teğmen İzzet Talip Akarsu gibi Cumhuriyet savunucuları ödüllendirilmeli, onların bu duruşu desteklenmelidir.
Bu tür baskı ve ihraç talepleri, Cumhuriyetimizin temel değerlerine aykırıdır ve bir an önce bu yanlıştan dönülmelidir. Unutulmamalıdır ki, Cumhuriyet, Atatürk ilke ve devrimleri üzerinde yükselir ve Atatürk'ün emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkan herkes Mustafa Kemal’in askeridir.
Bizim andımız; İlelebet Cumhuriyettir!

 

MERKEZ YÖNETİM KURULU

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞİ KARANLIKTA BIRAKILAMAZ

ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞİ KARANLIKTA BIRAKILAMAZ

ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞİ KARANLIKTA BIRAKILAMAZ!
Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün, Samsun'a çıkarak, bağımsızlık ve özgürlük meşalesini yakmasının 106. Yıldönümü, ulusumuza kutlu olsun!
Tam 106 yıl önce 19 Mayıs 1919’da, bir ulus, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kendi kaderine el koyarak, var olma mücadelesini başlattı.
Ülkenin kurtuluşunun ancak ulusla birlikte başarılabileceğini gören Mustafa Kemal Atatürk'ün, Samsun'a çıkışı; bağımsızlık hareketinin sembolü olmuştur. Ulusumuz, Atatürk'ün önderliğinde kenetlenerek kendi geleceğine el koymuş, Kurtuluş Savaşı ile emperyalizme karşı var olma mücadelesi vermiştir.
Büyük Önderimiz Atatürk'ün doğum günü kabul ettiği 19 Mayıs, laik, demokratik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına uzanan sürecin ilk adımıdır. 19 Mayıs, ulusumuzun zihninde emperyalizme karşı bağımsızlık, saltanat ve hilafete karşı demokrasi savaşının adı olarak yer etmiştir.
Bugün, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının, emperyalistlerin oyuncağı haline gelmiş ve çağın gerisinde kalmış bir imparatorluktan; bağımsız, çağdaş bir ülke yaratmasını hala hazmedemeyenlerin olduğu açıktır. Tek adam rejimi ve bu rejimin kuklaları Cumhuriyet’i ve kazanımlarını açık biçimde hedef almakta; devrim yasaları çiğnenmekte, Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda oluşturulan çağdaş bilim ve eğitim hedefi terk edilmektedir.
Atatürk’ün "Bütün ümidim gençliktedir" sözleriyle bugünü armağan ettiği, geleceğimiz olan gençlerimiz ise eğitimden, çalışma yaşamına kadar birçok sorunla karşı karşıyadır. Eğitimin hızla ticarileştirilip paralı hale getirilmesiyle milyonlarca gencimiz eğitimden kopmuş, güvencesiz çalışma koşullarıyla emek sömürüsüne maruz bırakılmıştır.
-OECD verilerine göre Türkiye, üniversite okumanın getirisinin maliyetine oranla en düşük fayda sağladığı ikinci ülke konumundadır. Gençler eğitimlerine yatırım yapmalarına rağmen mezuniyet sonrası işsizlik ve düşük ücretle karşı karşıya kalmaktadır.
-2002 yılında net asgari ücretin %27,61’i oranında olan öğrenci bursları, 2025 yılı itibariyle %13,57’ye gerilemiştir. Bu, devletin gençlere sağladığı maddi desteğin ciddi biçimde azaldığını göstermektedir.
-2015-2023 döneminde 2 milyondan fazla genç üniversite eğitimini yarıda bırakmıştır. Bu artışın temel nedeni ekonomik yetersizliklerdir.
-OECD ülkeleri arasında “ne eğitimde ne istihdamda” olan gençlerin oranı %27,93 ile en yüksek Türkiye’dedir. 15-29 yaş grubundaki 18 milyon 83 bin gençten 4 milyon 676 bini, yani yaklaşık her dört gençten biri, ne okula gitmekte ne çalışmaktadır.
-ILO verilerine göre Türkiye, iş bulma umudunu kaybeden gençlerin en fazla olduğu ülkedir. 2019 yılında 87 bin 933 olan bu sayı 2023'te 412 bin 729’a yükselmiş, yani %369’luk korkunç bir artış yaşanmıştır.
-İstihdamda yer alan 18-29 yaş arası gençlerin %45’i işini kaybetme riski altında hissetmektedir. Gençler iş bulsalar bile güvende hissetmemekte, kalıcı istihdamdan mahrum bırakılmaktadır.
-Dünya Mutluluk Raporu'nda Türkiye’nin gençleri 147 ülke içinde sosyalleşme kalitesinde son sırada, sosyalleşme oranında sondan üçüncü, mutlulukta ise 101. sırada yer almıştır.
-2023 yılında Türkiye'den göç eden 15-34 yaş arası gençlerin sayısı 329.134’tür. Bu sayı, gençlerin ülkeden değil, onları dışlayan sistemden kaçtığını açıkça ortaya koymaktadır.
Bu veriler, gençliğin ekonomik, sosyal ve psikolojik olarak çöküşe sürüklendiğini; liyakatsizlik, fırsat eşitsizliği ve siyasi körlük nedeniyle büyük bir potansiyelin heba edilmekte olduğunu göstermektedir.
Eğitim-İş olarak, gençliğin yalnızlaştırıldığı, eğitimden koparıldığı, emeğinin karşılığını alamadığı bu düzene boyun eğmeyeceğiz. 19 Mayıs’ta, Cumhuriyetin bize emanet ettiği gençliğin hak ettiği özgür, eşit ve umut dolu yarınlar için mücadelemizi her alanda sürdüreceğiz.

DEVAMI

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kapsamında Düzenlenen Resim ve Şiir Yarışması Ödül Töreni

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri kapsamında şubemiz tarafından düzenlenen "Çocuk Gözüyle Atatürk ve Ulusal Egemenlik" konulu resim ve şiir yarışmasının ödül töreni gerçekleştirildi. Yarışmaya katılan tüm öğrencilerimize teşekkür ediyor, dereceye giren öğrencilerimizi tebrik ediyoruz.

 

DEVAMI

Başkanımız

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

  • EĞİTİMDE ŞİDDETE HAYIR EYLEMİ-10 MAYIS 2024
  • 10 KASIM 2023
  • CUMHURİYET BALOMUZ YOĞUN KATILIMLA GERÇEKLEŞTİ

Videolar

  • 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ FİLMİ
  • Eğitim İş 10. Yıl Filmi
  • KURULUŞUMUZUN 9. YILINI KUTLUYORUZ
  • Eğitim-İş Sinevizyon Şubat – 2013