Eğitim İş Konya Şubesi

EĞİTİM-İŞ GÜÇLENİYOR: ETKİLİ SENDİKACILIĞIMIZI YETKİ İLE TAÇLANDIRIYORUZ!

Sendika Haberleri

EĞİTİM-İŞ GÜÇLENİYOR: ETKİLİ SENDİKACILIĞIMIZI YETKİ İLE TAÇLANDIRIYORUZ!

EĞİTİM-İŞ GÜÇLENİYOR: ETKİLİ SENDİKACILIĞIMIZI YETKİ İLE TAÇLANDIRIYORUZ!


Ülkemizdeki emek ve demokrasi cephesinin parlayan yıldızı haline gelen Eğitim-İş’imiz, günden güne güçlenmeye ve büyümeye devam ediyor.
Ne mutlu ki; büyük önder Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’e ve onun kazanımlarına sahip çıkmak, demokrasinin ve laikliğin emek cephesindeki baş savunucusu olmak, Başöğretmen’in eğitim neferlerini haklarına ve onlara emanet edilen öğrencilerimizi hak ettikleri eğitime kavuşturmak için kurulan Eğitim-İş, toplumsal muhalefetin en önemli unsurlarından ve kamuoyunun gözbebeği olan demokratik kitle örgütlerinden biri haline gelmiştir. 
Eğitimin giderek gericileştirilip piyasacılaştırıldığı, okulların tarikatlara örgütlenme alanı yapılmaya çalışıldığı bir atmosferde gericiliğe karşı bayrak açan; laik, bilimsel, çağdaş ve kamusal eğitim mücadelesine bir an olsun ara vermeyen Eğitim-İş, ilerici kamuoyu için artık sadece bir sendika olarak değil, aydınlanma mücadelesinin kalesi olarak da görülmektedir.    
Özellikle son 2 yılda, mesleğimize hakaret niteliğindeki meslek kanunu başta olmak üzere eğitim emekçisinin haklarını gasp eden uygulamalara/politikalara karşı verilen mücadelenin merkezi haline gelen sendikamız bu kararlı duruşu, üye ve yöneticilerinin yoğun emeğiyle ailemizi yüzde yüzden fazla büyüterek üye sayımızı 130 binin üzerine çıkarmıştır.
Bu omurgalı duruş, bu yoğun emek; örgütlenme açısından da meyvelerini vermeye devam etmekte; sendikamızın gücünü günden güne artırmaktadır. 
Son durum itibariyle Eğitim-İş; EDİRNE, ANTALYA, İZMİR, ÇANAKKALE, TEKİRDAĞ ve KIRKLARELİ’nde genel yetkili sendika olmuştur. 
Yetkiye kavuştuğumuz il ve ilçeler ise şöyledir:
•    İzmir: Balçova, Buca, Güzelbahçe, Karabağlar, Karaburun, Menderes, Urla, Ailağa, Bayraklı, Çiğli, Dikili, Foça, Karşıyaka, Menemen, Bornova, Kemalpaşa, Ödemiş, Selçuk, Torbalı ve Tire.
•    Kocaeli: Darıca, Çayırova ve İzmit.
•    Denizli: Acıpayam, Babadağ, Honaz ve Pamukkale.
•    Rize: Fındıklı.
•    Kastamonu: Doğanyurt.
•    Samsun: Kavak.
•    Bolu: Seben.
•    Balıkesir: Ayvalık, Burhaniye, Gömeç ve Kepsut.
•    Çanakkale: Biga, Çan, Eceabat, Gelibolu, Lapseki.
•    Tekirdağ: Malkara, Şarköy, Marmara Ereğli, Hayrabolu, Çorlu, Ergene, Çerkezköy, Saray, Süleymanpaşa ve Muratlı.
•    Edirne: Süloğlu, Lalapaşa, Havsa, Uzunköprü, Keşan, İpsala, Edirne Merkez.
•    Aydın: Kuşadası, Söke, Kuyucak, Koçarlı, İncirliova.
•    Muğla: Marmaris ve Bodrum.
•    Manisa: Akhisar, Salihli, Sarıgöl, Köprübaşı.
•    Nevşehir: Hacıbektaş.
•    Antalya: Akseki, Alanya, Kaş, Kemer, Kepez, Mithatpaşa ve Konyaaltı.
•    Malatya: Arguvan.

Bu gurur listesi, etkili sendikacılığın yetkili sendikaya hak edilmiş evrimidir; İktidardan aferin almak uğruna eğitim emekçisinin emeğini görüşme masalarında 3 kuruşa satan sarı sendikalara tokat niteliğinde bir cevaptır;     bugün bize dayatılmaya çalışılan umutsuzluğun aksine vatanın her köşesinde Cumhuriyetçilerin büyük bir karşılığının olduğunun ispatıdır; Cumhuriyet kurulduğundan bu yana toplumun aydınlık yüzü olan eğitimcilerin bugün ülkenin içinde bulunduğu zor koşullara rağmen umudun ve direncin meşalesini nasıl hâlâ ellerinde tuttuklarının fotoğrafıdır.
Şimdi geriye yaslanıp bu gurur tablosuna bakmak yerine, bu tabloya yaslanıp güç alarak daha da ileri atılıyoruz!
Yetki aldığımız her il ve ilçede; eğitimin ve eğitim emekçisinin tüm sorunlarını tespit edip, çözümüne dair kamuoyunu bilgilendirme görevimizi yerine getireceğiz. Tespit ettiğimiz sorunlar için çözüm önerileri üretecek, yetkililerin bu önerileri görmezden gelmemesi için örgütsel gücümüzü kullanacağız. 
Emeğimiz sömürülürken, mesleki itibarımız yok sayılırken pişkince alkışlayan, talimatla eylemden vazgeçen, eylem alanından kaçan, siyasi partilerin eğitimdeki şubesi gibi davranan, kazandığı yetkiyi kendine konfor olarak tahvil eden sendika ağalarının olduğu sözde yetkili sarı sendikalara inat; yetkili sendika nasıl olunurmuş, milli eğitim sistemine ve eğitim emekçisinin haklarına, itibarına, sesine nasıl sahip çıkılırmış göstereceğiz!
Çünkü biz; Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim neferlerinin bir araya gelerek oluşturduğu Eğitim-İş’iz; farkımızı bir kez daha ortaya koyacak; eğitim emekçisinin büyüyen umudu olmaya devam edeceğiz!
Bu gurur tablosunda emeği olan, “ben” değil “biz” diye bakarak eğitim emekçisinin emeği ve eğitimin geleceği için çaba harcayan tüm üye ve yöneticilerimize teşekkür ederiz. Hep birlikte nice zaferlere!

YAŞASIN EĞİTİM-İŞ!

YAŞASIN HAKLI MÜCADELEMİZ!

 

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR! 23 NİSAN’DA ÇOCUKLARIMIZIN YAŞADIĞI SORUNLARA KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETELİM

EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR! 23 NİSAN’DA ÇOCUKLARIMIZIN YAŞADIĞI SORUNLARA KALICI ÇÖZÜMLER ÜRETELİM

 “Bugün, bu toprakların insanlarının tebaa olmaktan ulus olmaya geçtiğinin tescillenmesinin, Türkiye

Cumhuriyeti’nin ilk Meclisinin kurulmasının 104. yılıdır. Bugün, dünyada çocuklara bayram adamış tek

ulus olmanın kıvancını yaşamanın günüdür. Atatürk ün, Türkiye Büyük Millet Meclisi nin açıldığı gün

olan 23 Nisan, bayram olarak armağan ettiği çocuklarımızın korunması konusunda da siyasi iktidar

üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir. Çocuklarımız çağdaş, bilimsel, laik, kamusal

eğitim alamamaktadır. Çocuk işçi sayısı, her geçen gün artmakta, hatta meslek okulları, MESEM’ler,

kayıt dışı istihdama göz yumma politikaları vesilesiyle çocuk işçilik sıradanlaştırılmaktadır.

Çocuklarımız, barınmadan sağlığa kadar birçok temel hakkına erişmekten uzaktır. Okul çağında

olmasına rağmen, sokaklarda, tarlada, fabrikada çalıştırılan, şiddetin, istismarın, zorla ve erken yaşta

evliliklerin kurbanları olan milyonlarca çocuk bulunmaktadır. Resmi istatistik kurumu TÜİK’ in

verilerine göre 2022’de 720 bin kız çocuğunun okuldan ayrıldığı görülmektedir. Yine TÜİK verilerine

göre, 2022 yılında 16-17 yaş grubunda evlenen kız çocuklarının sayısı 23 bin 906 dır. Çalışma

hayatında 2 milyona yakın çocuk işçi bulunmakta ve çocuk işçilerin yaklaşık yüzde 80’i kayıt dışı

çalıştırılmaktadır. 2013-2023 yılları döneminde en az 671 çocuk iş cinayetinde yaşamını yitirmiştir.

Okullaşma oranlarındaki yetersizlik çözülememiş bir sorun olarak ortada durmaktadır. İstatistiklere

göre, ilkokul ve ortaokulda okullaşma oranlarında çok ciddi bir düşüş yaşanmıştır. 2013-2014 eğitim

öğretim yılında okullaşma oranı ilkokullarda yüzde 99.57 iken, 2022-2023 eğitim öğretim yılında bu

oran yüzde 93,85’e düşmüştür. 2023-2024 eğitim öğretim yılında yüzde 99.61 olarak gerçekleşen kız

çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 93,82’ye gerilemiştir. Bu rakamlar, çocukların eğitim

hakkından mahrum bırakıldığını ortaya koymaktadır”

Vatanı korumak çocukları korumakla başlar

“Devlet,çocukların her türlü ihmal ve istismardan korunarak sağlıklı gelişimini temin etmekle sorumludur.

Ülkeyi yönetenler, çocukların korunmasına ilişkin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemektedir.

Atatürk’ün, ‘Vatanı korumak çocukları korumakla başlar’ sözleri ışığında, tüm çocuklarımızın eğitim

ve sağlık hakkından eşit koşullarda yararlandığı, her türlü istismar ve baskıdan uzak gelişimlerini

sağlayabildikleri bir ülke hepimizin ortak özlemi olmalıdır. Bu duygular ve düşüncelerle yaşanan

olumsuzluklara rağmen, aydınlık geleceğimizin güneşi ve güvencesi çocuklarımız başta olmak üzere,

tüm ulusumuzun 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutluyoruz”

ŞUBE YÖNETİM KURULU

DEVAMI

KÖY ENSTİTÜLERİNİN 84. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLUYORUZ

KÖY ENSTİTÜLERİNİN 84. KURULUŞ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLUYORUZ
Bugün, Cumhuriyet'in aydınlanma devrimlerinin en önemli hamlelerinden biri olan Köy Enstitüleri'nin kuruluşunun 84. yıldönümü.
Azınlık okulları yanında, cins ayrımcılığına dayanan medrese-mektep ikilemi üzerine kurulan Osmanlı eğitim sistemi öğrenim birliği (Tevhidi Tedrisat) ile yıkılırken; üreten, ürettikçe kendi varlığını algılayan, yaparak yaşayarak öğrenme teknikleri üzerinden ve kendine bilimsel dayanaklar oluşturan Cumhuriyet Eğitim sistemi ortaya çıkmıştır. Bu yeni sistem en güzel meyvelerini de Köy Enstitüleri ile vermiştir.
17 Nisan 1940 yılında, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’un önderliğinde kurulan Köy Enstitüleri, dünyada eşi benzeri olmayan, Türkiye’nin dünya eğitim tarihine kazandırdığı en özgün eğitim projelerinden biri olarak döneme damgasını vurmuştur.
Bu proje ile birlikte eğitim ve kültür alanında gerçekleştirilen yenilikler, yüzyıllardır kul zihniyetiyle yetiştirilmiş olan halkın özgürleştirilmesi temeline dayandırılmıştır. Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullarda Köy Enstitüleri muhteşem bir proje olarak uygulamaya alınmış, Hasan Ali Yücel’in çağdaş bakanlık anlayışı, İ.Hakkı Tonguç’un ilerici, toplumcu anlayışıyla, Hasanoğlan’da yakılan ateş, Cılavuz, Beşikdüzü, Çifteler, Düziçi gibi Köy Enstitülerinde yıldız gibi çoğalarak ve parlayarak bütün ülkeyi aydınlatmaya başlamıştır.
Köy Enstitülerinde çocuklara bilgi vermek yerine bilgiye nasıl ulaşabilecekleri ve ulaştıkları bilgileri nasıl kullanacakları öğretilmiştir. ”İş içinde, iş aracılığıyla, iş amaçlı eğitim” eğitim sürecinin içinde yer almıştır. 
Enstitüler sayesinde iyi eğitimden geçmiş köy çocukları, köylerine dönmüş ve bilgiyi anlaşılır şekilde dokunduğu her yurttaşa yaymışlardır. Enstitünün mezunları, köy köy gezmekten imtina etmemiş, köylü-çiftçi ile aydınlar el ele vererek bilgiyi yayar, büyütür hale gelmiştir.  
Türkiye’de yazın ve düşün yaşamına yön veren aydınlarımızın çoğu Köy Enstitüleri veya onların devamı olan öğretmen okullarından mezun olmuşlardır. 
Ancak bu yüksek dinamizm ve Cumhuriyetçi kadronun kazandırdığı ivme gerici ve tutucu egemen güçlerden tepkiler almaya başlamıştı.
Ülkenin toplumsallaşma sürecini kolaylaştırmak için gerçekleştirilen Köy Enstitüleri girişimi, kazandığı onca olumlu sonuca karşın dinsel değerlerin çöküşüne neden olduğu gerekçesiyle tamamlanamadı. Köy Enstitüleri kapatılarak Anadolu’nun en önemli aydınlanma projesi ortadan kaldırıldı.
Bugün Köy Enstitüsü ruhunu yeniden yakalamak ancak çağdaş, üretken, demokratik, bilimsel ve laik eğitim yöntemini, eğitim sistemimizin her aşamasına uygulayarak; eleştiren, sorgulayan çağdaş bireyler yetiştirmekle olur. Üretken ve yaratıcılığın desteklendiği eğitim anlayışı bugün yaşadığımız eğitim sorunlarının da çözümü olarak görülmelidir. İşte o zaman Atatürk’ün ve cumhuriyetin öğretmenlerden istediği ‘Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesilleri yetiştirebiliriz.
O gün Köy Enstitülerini kapatmak ne kadar vahim bir hata ise bugün eğitim sistemimizi yeniden çok kutuplu hale getirecek uygulamalar ve yasal düzenlemeler de o kadar büyük hatadır.
Eğitim-İş olarak amacımız; Köy Enstitülerinin felsefesi, heyecan ve ruhunu okullarımızda yaşatmak, tüm yurtta cumhuriyetin, aydınlanmanın ateşini yeniden yakmak, ülkemizin geleceğine umut ve ışık olabilmektir.
           ŞUBE YÖNETİM KURULU

DEVAMI

Başkanımız

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

  • 10 KASIM 2023
  • CUMHURİYET BALOMUZ YOĞUN KATILIMLA GERÇEKLEŞTİ

Videolar

  • 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ FİLMİ
  • Eğitim İş 10. Yıl Filmi
  • KURULUŞUMUZUN 9. YILINI KUTLUYORUZ
  • Eğitim-İş Sinevizyon Şubat – 2013