Eğitim İş Konya Şubesi

KAMU EMEKÇİSİNİ İNSANİ KOŞULLARDA YAŞATMAYA YETECEK ÜCRET ZAMMI BELLİDİR

Sendika Haberleri

KAMU EMEKÇİSİNİ İNSANİ KOŞULLARDA YAŞATMAYA YETECEK ÜCRET ZAMMI BELLİDİR

 

      KAMU EMEKÇİSİNİ İNSANİ KOŞULLARDA

YAŞATMAYA YETECEK ÜCRET ZAMMI BELLİDİR

 

Kamu emekçisinin maaş zamlarının belirlenmesine sadece haftalar kalmış, milyonlarca emekçi belirlenecek olan zam oranı için dikkat kesilmiştir.

Son toplu görüşmelerde sarı sendikaların razı olduğu “buçukluk” zamlar ve yanlış ekonomi politikalarında inat edilmesi sonucu içine düştüğümüz ağır enflasyon ortamı nedeniyle alım gücü günden güne eriyen, gelecek hayali kurmak bir yana dursun ay sonunu getiremeyen kamu emekçileri, maaşlarında insanca yaşamalarını mümkün kılacak bir oranda artış beklemektedir.

Bilindiği üzere;

Ocak 2023 döneminde memur zammı enflasyon farkı ve toplu sözleşme zammı, trajik biçimde yüzde 8 olarak belirlenmişti. Temmuz 2023 döneminde ise toplu sözleşme zammı yüzde 6’da kalmıştı. Yani yüzde 8'in üzerindeki 6 aylık enflasyon oranına yeni yüzde 6'lık toplu sözleşme zammı eklenerek 6 aylık memur zammı belirlenecektir. Bu rakamlara refah payı dahil değildir. Rakamlarla ve gerçeklerle oynayarak iktidarı hoş etme enstitüsü gibi çalışan TÜİK’in Haziran ayı enflasyon açıklamasından sonra zam tutarları netleşecektir. Ancak TÜİK’in büyük rol oynadığı tüm bu domuzdan kıl koparma denkleminin yanı sıra, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimden önce can havliyle verdiği “en düşük memur maaşının 22 bin lira olacağı” vaadi hala kulaklardadır.

Dolayısıyla gelinen noktada, kamu emekçisine verilen tüm sözler, o sözlerin verildiği zamanki koşulların bugün daha da kötülediği hesap edilerek, daha da iyileştirilerek yerine getirilmelidir.

Kamu emekçisinin haklarının savunucusu olan Birleşik Kamu-İş olarak altını çiziyoruz:

• Konfederasyonumuzun AR-GE birimi tarafından yapılan güncel araştırmalar, 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırının 32 bin liraya dayandığını ortaya koymaktadır. Yıllardır “En az 3 çocuk yapın” demeyi marifet bilen, işsizlik oranını geri çekmeye yönelik kamusal adımlar atmayıp hanede çalışan insan sayısının düşmesine neden olan iktidar, tam da bu nedenle en düşük memur maaşını en az 30 bin lira olarak belirlemelidir. Memur maaşı, yoksulluk sınırının altında kalmamalı, “devlette itibar” lafını dillerinden eksik etmeyen yöneticiler, itibarını o kadar önemsedikleri bu devlette çalışan emekçileri derin yoksulluğun pençelerine artık itmemelidir.

• Enflasyon oranı, ülkede çalışan nüfusun ücret zammından kira artış oranlarına kadar birçok hayati konunun belirleyenidir. Bu yüzden enflasyon ölçme işi TÜİK’in yaptığı gibi hayali marketlerden alınan fiyatlarla, seçim zamanı bedava dağıtılan doğalgazı seçim sonrasında emekçiye ödettiren arka kapı oyunlarıyla, hangi ürünlerin yer aldığı mahkeme kararına rağmen açıklanmayan bir garip alışveriş sepetiyle belirlenemez. Geçim derdi de, yoksulluk da bu kadar ciddiyetsiz biçimde görmezden gelinemez. Enflasyon ölçme işlemleri aylık olarak, bilimsel yöntemlerle ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde şeffaf olarak yapılmalıdır. Belirlenen bu gerçek enflasyon oranları, yine aylık olarak kamu emekçilerinin ücretine yansıtılmalı, “Halkımızı enflasyona ezdirmiyoruz” tekerlemesi bir kez olsun ete kemiğe büründürülmelidir.

• Kamudaki çalışma yaşamında memur-işçi arasında gelir adaletsizliği oluşturulmuştur. İşyeri hiyerarşisine, çalışma barışına ve akla aykırı biçimde çoğu memur, işyerindeki işçi arkadaşından daha düşük ücret alır hale gelmiştir.

Hastanedeki temizlik personelinden daha az ücret alan memur, okulundaki aşçıdan daha az ücret alan öğretmen gibi sayısız örnekle ortaya koyulabilecek bu ucube tablo, işyerlerindeki çalışma barışını da baltalamaktadır. Burada soru, kamuda çalışan işçi kardeşimizin neden o ücreti aldığı değil, memur sıfatıyla emek verenlerin neden alamadığıdır. Kamudaki işçi de memur da insani şartlarda yaşayabileceği ücretlere derhal kavuşturulmalı, kamudaki çalışma yaşamındaki ücret dağılımı matematiğe ihanet etmeyecek şekilde dengelenmelidir.

Kimsenin şüphesi olmasın ki Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, seçim zamanı verilen vaatlerin de, kamu emekçilerinin geçim sıkıntısı başta olmak üzere acil çözüm bekleyen sorunlarının da takipçisidir. Kamu emekçisinin sırtında her gün biraz daha ağırlaşan bu yükün altında ezilmemesi ve fedakârca verdiği emeklerin tam karşılığını alabilmesi için sonuna kadar mücadele edeceğimizin altını çiziyoruz.  

 

                                                              Özgür Ulaş YİĞİT

                                              Birleşik Kamu İş Konya İl Temsilcisi

                                                     Eğitim-İş Konya Şube Başkanı

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ GÜNÜ

Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, “Bir ulusun hayatı söz konusu olmadıkça savaş bir cinayettir.” diyerek, savaşın insanlık için yıkım ve felaket olduğunun altını çizmiştir. Yurtta barış, dünyada barış” sözüyle de ülkemizde ve tüm dünyada barışın yaşanması gerektiğini vurgulamıştır.

Eğitim-İş olarak, bu gerçekleri anlatmaya, barışın Atatürk'ün gösterdiği yoldan olmadıkça gerçek ve kalıcı olamayacağını söylemeye devam edeceğiz.
1 Eylül Dünya Barış Günü’nün, başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın değişik coğrafi bölgelerinde sürmekte olan şiddet ve terör eylemleri için bir son, bir milat olmasını diliyor, insanlığın kardeşçe yaşayabileceğine dair olan inancımızı koruyoruz.
Şairin dediği gibi:
"Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine
Bu hasret bizim!"

     Özgür Ulaş Yiğit

Eğitim İş Konya Şube Başkanı

DEVAMI

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI HALK KONSERİ

Konya Eğitim-İş’ten, 30 Ağustos Zafer Bayramı konseri

Eğitim-İş Konya Şubesinin 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle düzenlediğimiz konserde,

öğretmenlerden oluşan orkestra ve Konyalı sanatçı Hatice Sezen Medine seslendirdiği marşlara ve

türkülere vatandaşlarda eşlik ederek, yoğun bir ilgi gösterdi.

Gedevat parkında konsere, Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, yönetim kurulu üyeleri ve

sendika üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, 30 Ağustos Zafer bayramını

kutlayarak, “Öncelikle buradaki ekip arkadaşlarıma ve şube yönetim kurulundaki arkadaşlarıma ve

emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. 30 Ağustos Zafer bayramımızı kutluyoruz. Hepimize kutlu

olsun. Başta Ulu önderimiz Gazi Mustafa Atatürk’e, silah arkadaşlarına ve bu vatan için şehit düşmüş

tüm vatan evlatlarına sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Allah mekânlarını cennet etsin. 1071’de bu

topraklar bizim dedik. 1922’de biz bu topraklardan gitmiyoruz dedik. Bu milletin adı Türk Milletidir.

Bunu da herkes böyle bilsin. Bizler bu topraklarda bin ölürüz bin diriliriz. Şimdi hepimize düşen bir

görev var. Bu vatanı savunmak için kadınıyla erkeğiyle yan yana üretmek zorundayız. Hepimiz yan

yana duracağız. Kadınıyla erkeğiyle üreteceğiz, ürettikçe büyüyeceğiz. Bu ülkeyi sonsuza dek

yaşatacağız. Ne Mutlu Türküm diyene” dedi.

Konuşmanın andından sahneye çıkan Konyalı sanatçı Hatice Sezen Medine’nin seslendirdiği marşlara

ve türkülere vatandaşlarda eşlik ederek, 30 Ağustos Zafer Bayramı coşkulu olarak kutlandı.

DEVAMI

Başkanımız

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

Videolar

  • 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ FİLMİ
  • Eğitim İş 10. Yıl Filmi
  • KURULUŞUMUZUN 9. YILINI KUTLUYORUZ
  • Eğitim-İş Sinevizyon Şubat – 2013