DÖRT DÖRTLÜK İDEOLOJİK EĞİTİME HAYIR!

BASINA VE KAMUOYUNA
DÖRT DÖRTLÜK İDEOLOJİK EĞİTİME HAYIR!
Dün itibariyle, öğrendiğimiz kadarıyla hükümetin; kesintisiz eğitimi 4+4+4 şeklinde kesintili hale dönüştürecek olan ve eğitim sistemimizi kökünden sarsacak yasa teklifinde bazı değişikliklere gittiğini duyuyoruz. Ancak Bakanımızın daha önceki beyanları arasındaki çelişki bizde bir güvensizlik uyandırmaktadır.
Mevcut kanun teklifi ile mesleki yöneltme ve yönlendirme erken yaşlara çekiliyor. Bakansa aksi yönde açıklamalar yapıyor. Kamuoyunun kafaları karıştı. Bakana mı inansa yoksa meclise sunulan kanuna mı inansın.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer 24 Şubat’ta yaptığı bir açıklamada “dünyadaki genel eğilimin mesleki eğitimin daha ileri yaşlara doğru ötelenmesi olduğunu” söyledi. Toplum hangisine itibar edecek diye soruyoruz?
Yine Bakanımız “dünyada okul yaşının küçülmesi yönünde bir eğilim olduğuna” da dikkat çekiyor. Ama ilginçtir bu eğilimde yasa teklifinde göz ardı edilmiş. Okul öncesi eğitim zorunlu eğitim kapsamı dışına çıkarılmıştır.
Yani sonuçta Bakanımızın söyledikleri ile yaptıkları arasında bir ilişki bulunmamaktadır.
Uygulanacak olan bu yeni düzenleme ile ilköğretim kesintili olacak; 4 yıl birinci kademe, 4 yıl ikinci kademe olacak şekilde ikiye ayrılmaktadır.
Kanun meclise getirilirken gerekçe edilen şura kararlarının içinde öğretmenlere 1 maaş ikramiye verilmesi ve ek derslerin en az 2 katına çıkarılması kararı da vardı. Fakat bu konuda herhangi bir çıt çıkmamaktadır. Projeyi eleştirenleri Bakanımız ideolojik bulmaktadır. Oysa bizce kendisi ideolojik davranmaktadır.
Eğitim-İş olarak zorunlu eğitim süresinin uzatılmasını doğru bulmakla birlikte, ilköğretimin 4+4 şeklinde kesintili olarak düzenlemesinin gizli ideolojik amaçlar taşıdığına inanıyoruz.
Ayrıca yasal düzenlemenin ilköğretimin birinci kademesinden sonra öğrencilerin açık öğretim sistemi ile kalan kademeleri tamamlamasına olanak sağlaması, temel eğitim çağındaki çocukların eğitim sürecinden koparak okuldan uzaklaşmalarına neden olacaktır.
Bu durum, okula devamlarını sağlamakta zorlandığımız kız öğrencilerimizi olumsuz yönde etkileyecektir. Kırsal kesimde eğitim gören kız çocuklarımız, ilköğretimin birinci kademesinden sonra eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalacaklardır.
AKP’nin dayattığı kanun teklifi ile birlikte ilk 4 yıldan sonra, henüz 10 yaşında olan çocuklar çıraklık eğitim merkezlerine yönlendirilerek, ülkemizde oldukça yaygın olan, çocukların psikolojik, fiziksel, sosyal gelişimlerini olumsuz yönde etkileyen ve çocuk istismarını kamçılayan “çocuk işçiliği” daha da yoğun bir şekilde yaşanacaktır.
Teklifin yasalaşması ile birlikte Seviye Belirleme ve Yönlendirme Sınavları birinci kademe 4. sınıfa kadar inecek, sınav odaklı eğitim sistemimiz daha da çekilmez bir hal alacaktır. Buna bağlı olarak özel dershane sayıları çığ gibi artacaktır.
İlk 4 yıllık zorunlu eğitimden sonra önerilen açık öğretim modeli ile eğitim fiili olarak 4 yıla iniyor. Temel eğitim okulda yapılır. Açık öğretimle zorunlu eğitim yapılamaz.
Zorunlu eğitim süresinin içinde okul öncesi eğitimi içeren bir yıllık sürenin olmaması Milli Eğitim Bakanlığı’nın daha önce belirlediği hedeflerle çelişmektedir.
9-10 yaşlarındaki çocukların yetenekleri, becerileri tam olarak ortaya çıkmamışken mesleki eğitime yönlendirmek, pedagojik olarak mümkün müdür? Böylesi erken yaşlarda yapılacak mesleki yönlendirmenin, ileriki yaşlarda şekillenecek ilgi ve becerilerin değişmesi neticesinde, istemediği işlerde çalışan mutsuz bireylerin çoğalması gibi sakıncalar yaratmayacak mıdır?
Kızlar açık öğretim bahanesiyle eve kapanacak, erkek çocukları da 10 yaşından sonra çırak yapılacak. Özellikle ülkemizin kimi bölgelerinde, bu yöntemle kız çocuklarımız ya kocaya ya da hocaya gideceklerdir. Yoksul köylü ve işçi çocukları okulsuz eğitimsiz bırakılacaktır. Eve tarlaya fabrikaya kapatılacaklardır.
Eğitim-İş olarak; AKP grubu tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan zorunlu eğitimin kesintili olarak 12 yıla çıkarılmasını öngören yasa teklifinin geri çekilmesini, Milli Eğitim Bakanlığı ile ilgili sendikalar, demokratik kitle örgütleri, üniversiteler, bilim insanları, öğrenci ve velilerin temsilcilerinden oluşan, konunun tüm taraflarını kapsayıcı, eşit ve demokratik katılımla gerçekleşecek şekilde bir çalıştay düzenlenmesini, gerekli yasal düzenlemelerin de bu çalıştayın çıktıları doğrultusunda, zorunlu eğitimin okul öncesi eğitimi de kapsayacak biçimde kesintisiz 13 yıl olmasını talep ediyoruz.
Yasa teklifi geri çekilmezse ya da taleplerimiz doğrultusunda düzenlemeler yapılmazsa tüm Türkiye’de AKP il binaları önünde yasa teklifi protesto edeceğiz.
Yine sendikamız, yasa teklifi TBMM genel kuruluna geldiği günde üretimden gelen gücünü kullanarak iş bırakacaktır.
Eğitim işkolundaki tüm sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, siyasal partileri, üniversiteler, bilim insanlarını kısacası, bilimden, pedagojiden, Türkiye’den yana olan herkesi birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
Şükrü BALUN
Eğitim-İş Konya Şube Başkanı
BASINDA EĞİTİM İŞ KONYA ŞUBESİ
Facebook Hesabınızla Yorum Yapabilirsiniz
YORUMLAR
BENZER HABERLER
Deprecated: 3.1.0 versionundan beri WP_Query fonksiyonu çağrıldığı parametre ile geçerliliğini yitirmiş!
caller_get_posts
artık kullanılmıyor, yerine ignore_sticky_posts
kullanın. in /home/u7284752/public_html/wp-includes/functions.php on line 5668
KÖŞE YAZARLARI
Tüm Yazarlar